29 Haziran 2009 Pazartesi

Zaman ve yaftalama

dostlar, hatırlarsanız zaman gazetesi bir ara yaftalamadan düşünün
açılımı yapmıştı. güzel bir açılımı kötü bir kurumun yaptığını ekleyerek
'zaman'da bir yolculuk yapalım istedim.


18 Haziran 2009 Perşembe

Meclis İnsan Hakları Raporu'ndan...

Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polisler tarafından yapılan işkenceyi Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu yerinde inceleyerek rapor haline getirdi.Meclis İHK üyelerinin işkence mağduru kişilerle yaptığı görüşmeler rapora yansıdı. Tüm ailesi işkenceye maruz kalan Mehmet Şah Aras, polisin saldırısını ayrıntılarıyla anlattı:"Eşim ve çocuklarımla lokantadan gece saat 23.30'da eve doğrugidiyorduk. Taksim Dolapdere'ye doğru inerken ... taksiden indiğimde karşımıza Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'ne ait polis aracı çıktı. Elinde cop olan resmi üniformalı bir polis hışımla araçtan indi. 'Ne yapıyorsun' dedim.Ardından 5-6 kişi o araçtan indiler, hepsi resmî üniformalıydılar.Taksiden oğlum indi; oğlumu dövdüler. Eşim indi, eşime devurdular. Ağza alınmayacak küfür sarf ettiler."Mehmet Şah Aras'ın oğlu Serhat Aras ise polisin saldırısı sonrası kulaklarından kan geldiğini ve vücudunda cop izi olduğunu söyledi.

Dipnot: Hadi bunu da 'kişisel psikolojik' vaka kabul edelim. Peki bu kadar polis bu cesareti nasıl alabiliyor? Çıkarılan salahiyet yasasından mı, emniyet müdüründen mi yoksa ilahi erkten mi?

Üniversitelerde Süresiz Grev

Sarkozy yönetiminin üniversitelerde yapmak istediğikadro ve bütçe kısıtlamalarını öngüren yasa tasarısınakarşı çıkan Fransa Ulusal Üniversiteler Koordinasyonusüresiz grev kararı aldı.65 üniversite, 15 eğitim kurumu ile 18 sendika ve dernektenoluşan birlik bu eylem kararını, eğitimci araştırmacı statüsüneilişkin yasa tasarısı, liselerdeki öğretmenlerin eğitimlerineilişkin tasarı ve 'tek doktora kontratı' tasarısının geri çekilmesitalebiyle aldı. (kaynak: Özgür Radyo)


Dipnot: Şimdi ne alaka Fransa'daki üniversiteler? Di mi?

1 Haziran 2009 Pazartesi

okulların sorunları

- Okullarda karne için ücret isteniyor.
- Devlet, okullara kadrolu hoca atamıyor, ödenek ayırmıyor.
- Aidat parası ödemeyen öğrencilere karne verilmiyor.
- Kaloriferler düzenli yanmadığı için çocuklar dersliklerdemont ile durmak zorunda kalıyorlar.

Analiz: Okullarda karne, ders araç gereci gibi temel ihtiyaçlar öğrencilerin cebinden karşılanıyorsa o okula yeterli ödenek ayrılmıyor demektir. Bu sorunun kökü aslında her sene yapılan bütçe tartışmalarına kadar gitmektdir. Hükümet, devlet bütçesinden eğitime ödenek ayırma gibi bir gündeme sahip değil ki bu sorun meydana geliyor.Okullar, iç yönetmeliklerinde değişiklerle anayasaya aykırı olarak para toplayabiliyor.
Okullara kömürlerin gitmeyip seçim dönemi seçmenlere bol bol dağıtılmasının vicdanları sızlatması da muhtemeldir.