Ergenekon operasyonları, şüphesiz ülkemizin yaşadığı en büyük, en kapsamlı hukuki tevkif hareketidir (*) Diğer tevkif hareketlerinden ayrılan iki noktası var bana kalırsa: 1) Bir yerden sonra siyasi bir hareketin balta gücü olması, 2) yüksek kamuoyunun bu eksende ağır bir taraflaşmaya gitmesidir.Devlet içi illegal örgütlenmelerin açığa çıktığı belli dönemlerde (susurluk vb.) halk ve yüksek kamuoyu (yazarlar, sanatçılar, siyasetçiler, akademisyenler) bu örgütlenmeleri tasvip etmediğini, yadırgadığını bir şekilde belli ediyordu. Örneğin, Susurluk 'skandalı'ndan sonra ilk olarak sokaklara çıkanlar sendikalar öncülüğündeki işçi ve emekçiler olmuştu. (*)
Peki bugün ergenekon operasyonunda taraflaşmalar ne şekilde? Bir tarafta yargılamaları ve tutuklamaları destekleyen muhafazakar ve liberal çevreler, öteki tarafta cumhuriyetçi-Atatürkçü kimlikleri ön plana çıkan orta sınıf -aydın- kesimi (*)
Peki sıradan/sokaktaki insanın durumu nedir? Bakın, artık günlük konuşmalarımıza, konjonktürümüze ve lügatımıza -ne dersek diyelim- şaka yollu da olsa "Ergenekon'dan alırlar ha", "Dinleniyoruz lan" minvalli söylemler girdi. Bunu sokaktaki insan pratiğini yapmakta. Ve bir noktadan sonra da, tevkif dalgalarından sonra haberlere şaşırmamak gibi bir davranış ortaya çıktı.
Fakat bunlardan ayrı olarak son zamanlarda dikkatimi çeken şey, tutuklamalara karşı katı taraf olan 'Çağdaş Hukukçular', 'Kemalist avukatlar' grubunun yanısıra devlet bünyesindeki barolar, mahkeme üyeleri vb. de birer ikişer açıklamalar yapmaya başladılar. Hukukun üstünlüğünün zedelendiğini belirttiler.
İşte burada benim şahsi fikrim şudur: Her iki taraf da bu açıklamaları dikkat almalı. 1923'te, 1961'de veya 1982'de mutabık olduğumuz belli başlı ilkelerin zedelenmemesi konusunda fikir birliğine varmalıyız (*)
Dostlar, bu yazımda operasyonun içeriğine girmeden yapısal olarak incelemeye çalıştım. Tahlillerimde eleştiri beklediğim cümlelerin, sözlerin sonuna (*) işareti koydum. Tahlillerdeki hatalara pozitif (yapıcı) eleştiriler bekliyorum. Birlikte güzel bir metin çıkartmak adına... Sevgiler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ozanım ; gayet net bir şekilde senin de dediğin gibi ergenekonun yapısal olarak incelemişsin , çok da yerinde buldum . 'Taraflaşmalar' açısından bakışın farklı bir taraftan bakmamı sağladı benimle .. Türkiye'de hatta bunu belki ülkeler olarak az çok genelleyebilir de , bazı grupların kimi zaman ön plana çıkıp , kimi zaman sessiz kalmaları - rakipler şeklinde birbirlerine karşı dövüştürülmeleri , bizlerin çok da uzak olmadığımız bir durum .. Senin susurluk olayına ardında da ergenekona tepki veren grupları kıyaslaman sınıfların / grupların siyasetteki dönemsel yerleri hakkında fikir edinme konusunda çok aydınlatıcı olmuş. Ergenekon davasının susurluk olayını da , ve hatta daha nice aydınlanmamış olayları da kapsadığını- en azından öyle açıklanıyor- düşünürsek , aslında Türkiye'nin çok uzun bir dönemini içine aldığını söylemek doğru olacaktır. Senin belirtiğin üzere susurluk olayına karşı çıkan işçi sınıfı bugün yoktur - yerini atatürkçü kimlik almıştır. Bu değişimin artalanındaki nedenleri saptamak günümüzü yorumlamak adına temel ihtiyaçtır. Laiklik tartışmalarıyla tarafını alan atatürkçü kimlik, muhafazakarların tepki göstermediği ergenekon olayında da karşılarında yer alarak bir nevi tepkilerini devam ettirmektedir.. Burada dikkat edilmesi - hatta genelde de eleştirilen bir diğer nokta - bir takım tartışmalar sonucu taraf olmuş grupların , mücdelesini her alanda - biraz da kuru bir şekilde devam ederek , bazı noktaların gözden kaçabilmesine neden olabilecekleridir. Bu durum elbette sağlıklı çözümler getirmekten uzaktır . Yine dediğin üzere , son zamanlarda barolardan , avukatlardan dava ile ilgili gelen açıklamalarda - siyasetin gidiş hatına göre , bir yer belirleme olabilir mi ? burada tabi ki bütün hareketleri bahsettiğim perspektif de yorumlamak paranoyaklık olacaktır biraz - ama bazı noktalarda bu bakış açısının yılardır düşülen bir diğer hata olduğundan - net bir şekilde saptanması gerektiğine inanıyorum. kaldı ki - halkın da artık bir nevi duyarsızlaşması - tabi ki hem kasıtlı olaarak zman zman dozu azaltma zaman zmn arttırma şeklinde ayarlanırken - bazı çevrelerin arzusuna göre belirleniyor- bir yandan da halk bu duruma apati oluyor .
YanıtlaSilson olarak da taraflaşma kısmına tekrar dönerek bir soru sormak istiyorum : bugun muhafazakarlarl saf tutan liberaller karşısında işçi sınıfı nerede-ne yapıyor ya da neden yapmıyor ?
ek olarak söyleyebileceğim,
YanıtlaSilbugün işçi sınıfı bu sürecin
dışında çünkü ergenekon
üst kesimlerin, bürokratların,
işadamlarının vesaire içinde
bulunduğu, onların ekonomik
talepleriyle doğrudan alakalı
olmayan bir süreç.
aç olan bir insanın laiklik
gibi bir gündeminin olmayışını
bu durum haklar, doğrular .)