16 Mayıs 2009 Cumartesi
hayat denen...
Oyun oynuyoruz aslında.Hepimize bir rol biçilmiş.Sıramız geliyor çıkıyoruz sahneye,başlıyoruz...Kimimiz kadın oluyor,kimimiz erkek.Kimimiz genç oluyor,kimimiz yaşlı.Öfkelisi,neşelisi,güçlüsü güçsüzü,hepsi var...Bazen hepsi birden olmak zorunda kalıyoruz,zor oluyor o zaman hepsine birden yetişmek; koşuyoruz,terliyoruz...Yapabilirsek ne ala...Ama sahne acımasız.Bazen tek başına bırakıyor insanı, herkesin gözleri üzerinde kalakalıyorsun öyle,ne yapacağını bilemiyorsun toparlamaya çalışıyorsun bir şekilde ama besbelli zorlandığın...Sıranın başkasına gelmesini bekliyorsun sabırsızlıkla.Çünkü tek başına kaldığın zaman, hata yapabilirsin,masken düşebilir...Hataya da tahammülü yok sahnenin.Hata yaptığın anda suflör de yok oluyor,yönetmen de.Başlıyorsun doğaçlama yapmaya...Belki de en fazla kendin olduğun anlar işte o 'hata' yaptığın zamanlar...Evet o sahnenin adına hayat demişler,inanmışız biz de...Ama her oyun gibi bitecek bir gün bu da ve o zaman her şey,herkes,bütün o 'roller' yok olacak.İşte o anda bir tek sen kalacaksın bütün seyircilerin önünde...Ama bitmiş olacak her şey,iyi oynamışsın,kötü oynamışsın ne önemi var ki?Bak işte bi etrafına, var mı senden başkası?Hadi o zaman -daha oyun bitmemişken- biraz hata yapıp kendin ol.Hep doğruyu yapmaya çalıştın da ne oldu?Başkalarının verdiği rolleri oynamaya mahkum oldun.Belki bu sefer sıra hakikaten sendedir.Kendi rolünü belirlemenin,kendi oyununun yönetmeni olmanın vaktidir,kimbilir?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
besbelli zorlandığım..
YanıtlaSil