9 Ağustos 2009 Pazar

"Türkiye karşıtlığımız geçici bir pozisyon değil"

"Fransa Milli Meclisi'nin dünkü oturumunda Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili bir soru üzerine söz alan Avrupa Bakanı Bruno Lamaire, Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı çıkmalarının 'duruma göre alınmış bir pozisyon' olmadığını söyledi. AB'nin, siyasî birlik amacını gerçekleştirebilmesi için sınırlarının çizilmesi gerektiğine inandıklarını bildiren Lamaire, Türkiye'yi bu nedenle AB'de istemediklerini dile getirdi. Fransız bakan, 'bir yandan Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkarken diğer yandan müzakerelerin sürdürülmesine müsaade ettikleri' yönündeki eleştirilere karşılık, müzakerelerin çok farklı bir çerçevede sürdüğünü savunarak amacının üyelik değil 'değerler ve normların yakınlaşması' olduğunu iddia etti"
Zaman Gazetesi, 4 Haziran 2009

dipnot: Kimi vatandaşın "ya bizi niye alsınlar", kimisinin "bu halde almazlar" gibisinden
yargıları genel gündem oldu AB konusunda. İnsanlar olaya bu açıdan baktı. Bu tepkiler
insanlarda bir tür savunma mekanizması olarak ortaya çıktı bana göre.
Avrupa Kıtasının tarihsel sınıf mücadelelerinden, iç savaşlarından, ülkelerarası paylaşım
savaşlarından beslenerek ortaya çıkardığı evrensel insan değerlerini ve onun sonucu olarak
Avrupa Birliği kurumunu hiçbir aklı başında yadsıyamaz. Fikir özgürlüğünü, etnik farklılıklara
hoşgörüyü ve sosyal refahı baz alan bu değerler silsilesi tüm ulusların dilediği, ve layık olduğu
değerlerdir. Sorun bu noktada başlıyor, medeniyet çizgisinin ötesine kayıtsız şartsız bu kurum
ile geçmeye çalışmak...
Tüm bunlara rağmen ülkemizdeki "aydın"ımsılar AB'ye sokulmayışımızın sebebini, kıtadaki Türk
veya Müslüman düşmanlığına bağlamaları akla ziyan bir tavırdır. Bakanın arkasında gizlendiği
sebeb de budur. Avrupa Birliği'nin sınırı olmasından değil... Teşekkürler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder